Bir cemaat kitaptan, sünnetten ayrılırsa, dalâlete düşüyor. Kitaptan, sünnetten nasıl ayrılıyorlar? Tefrika yaparak. Nasıl oluyor bu ?
- "Cuma namazı yok". Diyenler var. Bunlar halkı dalâlete düşürüyorlar. Halbuki hadis-i şerif var:
"Özürsüz üç cumayı üst üste terk eden münafıktır." Bu emir var iken nasıl cuma namazı yok diyorlar ? Cuma namazı kılınmaz diyorlar, saf müslümanlara, bilmeyenlere. Onların ümmiliklerinden yararlanıyorlar, onları bölüyorlar.
Bir de "Bu zaman Dar-ül harb olduğu için faiz helâldir" diyenler de var.
Halbuki ne demek? Faizi kesinlikle haram kılmış Cenâb-ı Hakk. Niçin dar-ul harb olsun? Fert olarak İslâmı yaşıyorsun.
Bundan başka: "Bu imamlar devlet memurudur. Bu küfür devletinin memurlarının maaşları helâl değildir." diyorlar.
Halbuki İslâmda kitap, sünnet müslümanların birleşmesini emrediyor. Tefrikayı yasaklamış. Biz şimdi bir taraftan şükredeceğiz. Hiç olmazsa bildiğimiz kadar yaşıyoruz. Günahı, sevabı, hayrı, şerri, tefrik ediyoruz. Edebildiğimiz kadar. Gücümüzün ölçüsünde. İlmimizin dahilinde. Bazı da var ki bilmiyoruz. Bazı da var ki gücümüzün dışına çıkıyor. Nasıl oluyor ? Bir devlet memurunun, herhangi bir sünnete aykırı olan yaşantısı varsa. Onu yapacak mecbur.
Peki inancını yaşayamıyor diye ordan ayrılırsa kimin eline geçer bu görevler ? Büsbütün inanmayanların eline geçer. O zaman da tüm idareye el koyarlar. Ezan da okutmazlar. Caminin kapısını da kilitlerler. Müslümanlar camiyi cemaati çoğaltmak istiyorlar. İnanmayanlar da yok etmek istiyorlar. Böyle bir mücadele de var.