Bırak bu mâsiva ile hevâyı
Pîr-i Sami gibi bul rehnümâyı
Delîl eyle O zât-ı evliyâyı
Bu berzah âlemin geçmek dilersen
Bekâ gülşânına göçmek dilersen
Rehnümâ : Yol gösterici. Mâsivâ ile hevâ: Dünya arzuları.
Allah'a şükür Cenâb-ı Hakk büyük ihsanda bulunmuş bize. Büyük lütufta bulunmuş. Bu da bizim bildiğimizden değil. Hamdolsun çok şükür.
İllet, gıllet, zıllet. Bunlar Allah'tan gelir. İllet de olsa, gıllet de olsa, zıllet de olsa hiçbirini geri çeviremeyiz. Geri çevirmeye gücümüz yok. Onun için razı olalım. Yeter ki kalbimiz sâfi olsun. Sâfi olmayan kalp sohbeti celbetmez. Büyüğün küçüğe, sohbet nasihat etmesi sünnet imiş.
Büyük Allah, büyük Pîrimiz.
Allah'a şükür. Hamd ü senâlar olsun. Allah nimetimizin nankörü etmesin. İnkarcısı etmesin. Nimet'imizin kadrini, kıymetini bilelim.
Allah bizi müslüman halk etmiş.
Allah bizi sevgilisine ümmet etmiş.
Allah bizi Peygamber vârislerine tanıtmış.
Bundan ziyâde nimet olur mu? Allah âhiretimize hayır getirsin. Tarîk-i müstakîmden kaydırmasın Cenâb-ı Hakk. Bizim de irâdemiz var. Onu kullanmak, say'ımızı kullanmak farzdır. Tarîk-i müstakîmden kaymamak için sa'yımızı yapacağız. Farzımızı koruyacağız.
Bir gün Peygamber Efendimiz ashabının gözü önünde iki daire çizmiş. O daireyi bir hatla bağlamış. O hattan sağa sola çizgiler çekmiş demiş ki:
- "Bu dairenin birisi biziz. Buraya gelip gireceksiniz. Bu hat da Allah'a giden yol. Bu daire Allah'ın azameti. Oraya gitmek için bizim dairemize gireceksiniz. Bu hattan çıkan çizgilere ayrılmayın. Bunların her birisinin başında şeytan var. Helâk olursunuz."
İşte bu nedir? Bu kitap, sünnet. Öyle değil mi? Öyle.
Peygamber Efendimiz öyle buyuruyor.
"Ben iki şey bıraktım. Kitapla sünnetimi bıraktım. Kitap ve sünnete sarılanlar, Nuh'un gemisine binip, Nuh tufanından kurtulan gibi kurtulanlardır. Küfrün arz üzerine istila ettiği zamanlarda. Ümmetimden her kim ki kitap ve sünnetime sarılırlarsa, onlar Nuh'un büyük tufanında, Nuh'un gemisine binip kurtulanlar gibi kurtulacaklardır. Küfür deryâlarında boğulmaktan kurtulurlar. İşte biz şimdi bu zamanı yaşıyoruz." Dikkat edelim. Allah bize madem ki bir şeriat, tarîkat nasip etti. Bir delilimiz var. O delilimizin izini izleyelim. Onun izinden ayrılmayalım. Delilimiz kim burada? Şeyh Efendimiz, rehberimiz. Onun izinden ayrılmayalım. Çünkü o da Allah'ın emri:
"Sizler sâdıklarla olun."
buyuruyor. Sâdıkların yolunda olmak lâzım. Sâdıklar kimler? Meşâyihlerimiz.
Bir de buyuruyor ki:
"Hangi kavme kendinizi teşbih ederseniz o kavimle haşr olursunuz."