SÜNNET SAVUNMASI Mahmut Toptaş, MGV Yayınları 2016 İsimli kitaptan özet
Sünnet: Yol, adet, gelenek manalarına gelir.
İstilah olarak: Peygamber Efendimiz (sas)’den sadır olan söz, davranış ve onaylarıdır.
‘’Sünnetimden yüz çeviren benden değildir.’’ (Buhari, Sahih, K.Nikah bab 1,Müslim) buyuran Efendimiz (sas)’in bu tür hadislerini toplayarak kavli, fiili ve takriri sünnetlerini tespit etmişler.
‘’O en güzel örnektir.’’ O Rasülullah’tır, yani Allah’ın elçisidir. Elçi gönderenini temsil eder. Onun için söz ve davranışları Allah (c.c.) tarafından güzelleştirilir.
Abdullah b. Amr Efendimiz (sas)’e gelerek ‘’Gazaplı ve Rıza halindeki sözlerini yazayım mı?’’ diye sorduğunda Efendimiz (sas) eliyle işaret ederek:
‘’Yaz. Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, buradan haktan başka bir şey çıkmaz.’’ (Ahmet, Müsned, Abdullah bin Amr hadisi) buyurarak hem yazılmasına izin vermiş hem de ‘’O kendi hevasından konuşmaz.’’ Ayetine işaret etmiştir.
Efendimiz (sas)’in sağlığında hadisleri yazılmaya başlanmıştır: Hatta Abdullah b. Amr’ın bir sandık dolusu yazdığını haber verir Ahmet b. Hanbel.
Elimizdeki hadisler kitabetten ziyade rivayetle geldiği doğrudur. Kütübü Sitte (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbni Mace) sahihlerinin üçüncü asır muhaddisleri oldukları da doğrudur.
Ebu Hüreyre (ra)’den hadis yazan Hemmam b. Münebbih (ra)’in sahifesini yayınlayarak Profesör Muhammed Hamidullah bey müsteşriklere yeterli cevabı vermiş, Hemmam’ın sahifesindeki 138 hadis iki yüz sene sonra Ahmet b. Hanbel’in Müsned’inde aynen, hiçbir değişikliğe uğramadan dilden dile nakledildiğini alemlere göstermiştir.
Peygamber Efendimiz (sas)’e hüküm koyma hakkını veren Allah olduğu için: ‘’Allah’a itaat edin, Peygamber’e de itaat edin.’’ (Maide 92) emri Kuran’da on bir yerde geçtiği için.
Allah’a itaatten sonra hemen Peygamber (sas)’e itaat, onu ilahlaştırmak olmaz. Bilakis Peygaber (sas)’e itaat, Allah’a itaat sayılır.
Rabbimiz: ‘’Kim Peygambere itaat ederse, muhakkak Allah (cc)’a itaat etmiştir.’’ Nisa 80 buyurur. Buradaki Peygambere itaat, Allah’tan getirdiği Kur’an’ın emirlerine itaattir diyenlere sorulur: O zaman yalnız ‘’Allah (cc)’a itaat ediniz.’’ Emri yeterli olmaz mı?
‘’De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah’ da sizi sevsin ve günahlarınızı affetsin. Allah afvedicidir, rahmet edicidir.’’ (Al-i İmran 31) ayetinde eğer Peygamber (sas)’e itaat değil de Allah’ın emirlerine itaat kastedilmiş olsa idi o zaman ‘’De ki, eğer Allah’ı seviyorsanız onun emirlerine uyunuz.’’ diye nazil olurdu.
Bir ayette ‘’Namazı dosdoğru kılınız, zekâtı veriniz ve peygambere itaat ediniz.’’ Buyrulmuş. (Nur 56) Bu ayette Resulü’ne itaat etmemiz ve namazı dosdoğru kılmamız gerekiyor.
Dikkat ediniz, namaz ve zekâtın emredildiği bu ayette ‘’Allah’a itaat ediniz.’’ Emri yok ama Peygamber (sas)’e itaatin Allah’a itaat olduğunu biraz önce okuduk.
Peki, Rasulü’ne itaat yalnız Kur’an olarak getirdiklerinde olsa idi namazı nasıl kılacaktık? Hangi vakitlerde kaçar rekât kılacaktık? Rabbimizin namaz kılınız emrine uyarak namaz kılacağız ama nasıl ve kaç rekat kılacağımız konusunda da Peygamber (sas)’e itaat edeceğiz.
‘’And olsun, Allah’ı ve ahireti uman ve Allah’ı çokça zikreden sizler için, Allah’ın Rasulü (sas)’nde en güzel örnek vardır.’’(Ahzab 21)
Kur’an’a inanan bir mümin, Kur’an’ı bize getiren ve onu hayatında tatbik eden Rasul (sas)’e de inanmalı ve ona güvenmelidir.
‘’O hevadan konuşmaz. O kendisine vahy olunan, vahiyden başka bir şey değildir. (Necm 3-4) ayetiyle haber vererek kavli sünnete de uymamız gerektiğini haber vermektedir.
Ayrıca Allah (cc), Elçisini Kur’an’ı insanlara açıklamak için indirdiğini haber verir.
Kur’an’ı insanlara olduğu gibi tebliğ etti, tebliğ ettiği gibi o ayetlerin ne manaya geldiklerini de açıklamıştır.
Mücmel ayetlerin kapalılığını kaldırmış, ‘’Zekat veriniz.’’ Ayetini nelerde ne oranda verileceğini, namazı kaç vakitte kaçar rekat kılınacağını açıklamıştır.
Kur’an’ın emir ve yasakları doğrultusunda emir veyasak koyma yetkisini Kur’an vermiştir.
‘’Kendilerine kitap verilenlerden, Allah’a ve ahirete iman etmeyenlerle, Allah Rasulü (sas)’nün haram kıldığını haram saymayanlarla, hak dini ile dinlenmeyenlerle, küçülerek elleriyle cizye verinceye kadar harp ediniz.’’ (Tevbe 29) ayetinde Rabbimiz, Rasulü(sas) Nün de haram kılma hakkına sahip olduğunu haber vermektedir.
Bir çok ayette yalnız ‘’Allah’ın haram kıldığı’’ cümlesi geçer Kur’an’da. Bu ayette ise Allah’ın ve Rasulü (sas)’nün haram kıldığı’’ cümlesi geçmektedir.
Allah’ın kelamına muhalif bir söz söyleme hakkının olmadığını
‘’Eğer Peygamber kendine ait bazı sözleri bize isnat etseydi. Elbette onun sağ elinden yakalardık. Sonra onun can damarını keserdik. Sizden hiçbiriniz ona engel olamazdı.’’ (Hakkah 44-47)
‘’Peygamber size neyi vermişse alınız. Size neyi yasakladıysa ondan vazgeçin.’’ (Haşr 7) ayetiyle Kur’an ve sünnete uymamızı istemiştir.